28 Kasım 2023 Salı

Göbekli Tepe

 Tarihin en eski kült yapılar topluluğu olarak bilinen Göbekli Tepe, Şanlıurfa’nın Örencik Köy’ü yakınlarında yer alıyor. Göbekli Tepe’de yapılan arkeolojik kazılarda, 20’ye yakın tapınak tespit edilmiş ancak bugüne kadar bu tapınaklardan sadece 6 tanesi bulunabilmiştir. Ayrıca, bölgenin yerleşim yeri olarak değil, tamamen ibadet amacıyla inşa edildiği ortaya çıkmıştır.

Bir Neolitik dönem yapısı olan Göbekli Tepe, Mezopotamya’da bilinen en eski şehirlerden 5000 yıl, İngiltere’deki Stonehenge’den 7000 yıl ve Mısır Piramitleri’nden 7500 yıl daha eski. Tarihi M.Ö.12000’li yıllara dayanan bu eşsiz bölge, yerleşik hayatın bildiğimizden çok daha önce başladığını ortaya koyuyor.

80 dönümlük bir arazi üzerine kurulan Göbekli Tepe; 10-12 adet, T şeklinde olan ve üzerine hayvan motifleri işlenmiş dikili taşlar ile çevrelenmiş bir alandan oluşuyor. Yuvarlak bir planda dizilen taşların arası taş duvarla örülmüş, taşların kalınlığı ise 1,4 metre, boyları ise 12 metre. Göbekli Tepe’nin merkezinde ise diğerlerine oranla daha uzun iki dikili taş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu taşların boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları ise 40 ila 60 ton arasında değişiyor. Karşılıklı olan taşların, arınmış iki insanı simgelediği düşünülüyor. Dikili taşların büyük bölümünün üzerinde insan, el-kol, çeşitli hayvan resimleri alıyor. Taşlar üzerinde en sık görülen hayvan motifleri ise; boğa, tilki, yaban ördekleri, yaban domuzu, akbaba ve yılan.

Bir kısım arkeolog, figürlerin tapınağı ziyaret eden kabileleri sembol ettiğini iddia etse de bu motifler ile ne anlatılmak istenildiği hala bulunamamıştır. Göbekli Tepe arkeolojik kazıları sırasında, üç boyutlu kabartma şeklinde yapılan betimlemeler de bulunmuştur. Bu betimlemelerden en çok dikkat çekeni, T biçimindeki sütunun yan tarafından aşağıya doğru iner biçimde tasvir edilen aslan kabartmasıdır.

Söz konusu dönemde taşların nasıl taşındığı, nasıl dikildiği ve kabartmaların nasıl yapıldığı bugün hala bilinmiyor. Göbekli Tepe kazı çalışmalarında çalışan arkeologları ve tarih meraklılarını heyecanlandıran da bu bilinmeyenler. Çünkü bu bilinmeyenler gün yüzüne çıktığında insanlık tarihi yeniden yazılabilecek.

Göbekli Tepe’deki kült yapıların tarım ve hayvancılığın başladığı döneme yakın bir zamanda, son avcı grupları tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Bu tarihi mekânın M.Ö. 8000’li yıllara kadar inanç merkezi olarak kullanıldığı, daha sonra ise terk edildiği anlaşılmaktadır. Arkeolojik kazılarla ulaşılan bir diğer sonuç, Göbekli Tepe’nin tapınak dışında başka bir amaç ile kullanılmamış olmasıdır. Yapıldığı yıldan tahmini bin yıl sonra, tonlarca toprak ve çakmaktaşlarıyla tamamen gömülen Göbekli Tepe’nin neden gömüldüğü de hala bilinmiyor. Bu tapınağın hiç bozulmadan bugüne kadar kalması ise arkeolog başta olmak üzere herkesi şaşırtıyor.

1995 yılında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in danışmanlığında başlayan kazı çalışmalarının ardından 2007 yılında çalışmaların başkanlığına da Klaus Scmidt getirilmiştir. Kazı çalışmalar yılda iki kere olmak üzere Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim aylarında başlıyor ve her biri 10 hafta sürüyor.

Göbekli Tepe, geçtiğimiz yıllarda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de girmiştir.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder